Hamidi Grup Yapı İnşaat olarak yaptığı inşaalar ve geçmişten gelen öz güvenle projelerini üreten, geleceği şekillendirecek dönüşümün vurgulanması adına önemli sektör iddiaları olan bir firma olarak, ülkemizdeki deprem anından bugüne kadar olan süreçte yetkililerin acil alması gereken önlemlere dikkat çekti.
Acil yıkılması gereken 13 ilde 153 bin 506 bağımsız birimin ağır hasarlı ve yıkık olduğu Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından tespit edilen rakamdır. Resmî kurumlarca 418 kişinin hayatını kaybettiği Adana’da, 5 bin 136 binanın orta, 2 bin 869 binanın da ağır hasarlı olduğu tespit edilmiştir. Bu rakamların önümüzdeki günlerde vahim sonuçlara yol açacağını belirten Nurullah Hamidi konunun hassasiyetinin altını çizdi.
AĞIR VE ORTA HASARLI BİNALARA ACİL EL ATILMALI
DAİMFED Mali ve İdari İşler Başkanı ve Hamidi Grup Yapı yönetim kurulu başkanı Nurullah Hamidi ‘‘açıklanan rakamlara göre sadece orta hasarlı 5 bin 136 binanın, tahmini beş daire üzerinden ortalama hesapla 100 bin insanın yaşam alanına denk düşmektedir. Buna ağır hasarlı 2 bin 869 binayı da eklersek sayı daha da yükseliyor. Bu 100 binin üzerinde insanın yaşam alanlarından kopması demektir. Bu kadar insanın barınma sorununun acilen çözüme kavuşturulması gerekiyor. Hasarlı binada artık yaşaması mümkün olmayan insanlar için acilen çözüm üretilmesi gerekiyor. Öncelik olarak ağır ve orta hasarlı binaların yıkım işleri ivedilikle yapılmalıdır. Deprem felaketinin üzerinden aylar geçmesine rağmen durağanlık ve belirsizlik vatandaşlarımızda paniğe yol açma raddesine gelmiştir” dedi.
YENİ BİR SÜREÇ YENİ UMUTLAR OLSUN
Nurullah Hamidi açıklamasında; “Ekonomik ve sosyal yaşamın sürdürülebilmesi için büyük yıkıma uğramış alanların eski haline nasıl getirileceği konusundaki karışıklık ve belirsizlik devam ediyor. Az, orta ve ağır hasarlı binaların akıbeti konusunda da yine tam bir belirsizlik hâkim. Ağır hasarlı binaların yıkımlarının devam edeceği düşünülse de orta ve az hasarlı yapılarla ilgili nasıl bir yol izleneceği her kademedeki yetkililerin çelişkili, karmaşık açıklamaları belirsizliğin devam edeceğini gösteriyor. Ancak böyle olmamalıdır. Net ve kararlı adımlarla süreç aşılmalıdır. Bu doğrultuda yaşadığımız seçim sürecinin sonucunda yeni umutların olması gerekmektedir” ifadelerinde bulundu.