Neden mi?
Anlatayım.
Chp’ nin kredisi sadece kendi seçmenleri nezdinde tükenmedi, daha da önemlisi Kürtler üzerinde kredisi tükendi.
Bunun da çok nedenleri var, ama en başta güvenirliğini yitirdi, naifliğini kaybetti.
Ve sürekli Kürtlerden destek istedi, o desteği her defasında aldı, ama bir kez bile Kürtlere destek vermedi, en zor anlarında onları yalnız bıraktı.
Daha da önemlisi inanırlılığı kalmadı.
Ama, biz bu yazıda Kürt halkı şahsında kredisini tüketmesi üzerinde duralım.
Hatırlayalım, seçim gecesi halk sarayın önünde toplandı, seçim galibiyetini kutluyorlar haklı olarak.
Oynuyorlar, zıplıyorlar, sloganlar atıyorlar.
Buraya kadar her şey normal ve güzel, kim şikâyet edebilir ki?!
Hileli de olsa, kazandılar, sevinmek hakları.
Hilebazlarında sevinme hakkı var, eğer sen hilebazın kazandığını kabulleniyorsan.
Parti lideri konuşma yapıyor ve konuşmasının bir yerinde, Selahattin Demirtaş’ tan söz ediyor. “Biz iktidardayken Selo hapisten çıkamaz.”
Yargıyı, yasaları, adaleti hiçe saymasını bir kenara bırakalım, coşkulu halk başlıyor, idam, idam, idam diye haykırmaya. Kendisi hem yargıç, hem savcı olursa jüride idam idam der.
Kürsüdeki sevinçle idam diyen kalabalığa bakıyor.
Kredinin tamamen tükenmesi bundan sonra hızla başlıyor.
Kürtler bekliyor, muhaliflerin tepkisi ne olacak ve özellikle Chp’ nin tepkisini bekliyorlar.
Chp suskun.
Chp tınlamıyor.
Chp uykuda, hiç aldırmıyor!
Ama Kürtler uyumuyor, uyutulmaya da niyetleri yok.
Selahattin Demirtaş’ ta eminim ki kırılmıştır sessiz kalan Chp’ ye, hem de kendi partisi olan Hdp’ye.
Selahattin Demirtaş sanmıyorum ki kendisini savunmadıkları için kırgın olacağını. Onun kırgınlığı idam çığlığı atılmasına sessiz kalınmasınadır, zira idam gelirse bir kendisi asılmayacak, yüzlerce insan asılacaktır ve bu asılanlar yine devrimciler olacak.
İdam sevdalısı Cumhur İttifakı var ve bir de idam idam diyenleri duymayan, aldırmayan, önemsemeyen bir muhalefet var.
Bu şu demektir, idam gelirse gelsin, nasıl olsa bize bir şey olmaz diyen Chp yönetmenleri var sahnede.
Ve bir de Demirtaş’ın çıkmasını istemeyen Hdp’ liler var. En acısı da bu!
Kürtler neden kırgın?
Şundan:
Selahattin Demirtaş Kürtler için sıradan biri değil.
Çok seviyor Kürtler onu.
Hatta, öyle ki Abdullah Öcalan’ dan daha çok seviliyor.
Güveniliyor.
Hatta Öcalan’ dan daha çok güveniliyor.
Sadece Kürtler tarafından sevilmiyor, bu da biline.
Bu sevgileri güvenden geliyor. Selo’ ya çok güveniyorlar, inanıyorlar, satmayacağını biliyorlar.
Yedi yıldır (04 Kasım 2016) rehin tutuluyor Demirtaş.
Faşizme karşı ne boyun eğdi, ne dil büktü bu süre içerisinde.
Hem kendi onurunu koruyor, hem Kürtlerin, hem de o yetmez ama evetçileri meclise taşıyan Hdp yönetmenlerin.
Bir sözüyle milyonları etkileyebiliyor.
İstanbul seçimlerini kazandırdı Chp’ ye. Sadece İstanbul’u mu kazandırdı, Adana’ yı da, Mersin’i de, Ankara’ yı da…
Kürtler Chp ye her dönem bu kadar destek verirken, üstelik beklentisiz verirken –biliyoruz Kürtler dışında her birleşen (6 lı masa) Chp’ den faydalandı- Chp den ne gördü, hiçbir şey, üstelik sevdikleri insan için idam isteniyor, oy verdikleri Chp susuyor, aldırmıyor.
Sanıyorlar ki Kürtler bunun farkında bile olmayacak.
Bu Chp sittin sene kalsa Diyarbakır’ dan yüzde yetmiş oy alabilir miydi?
Kürtler bu kadar vericiyken, Chp de bu kadar duyarsız ve bencil.
Chp, bu duyarsızlığın, bu vefasızlığın bedelini ağır ödeyecek.
Ve Kürtler şahsında hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Gerekli Not: Hdp ‘ de kendini bir an önce toparlamazsa, parti içi demokrasinin önünü açmazsa, adayları partililerce seçilmezse, tüzük ve yönetim değişimine gitmezse, kayyum atamalarına sessiz kalmaya devam ederse, sevdikleri insan Demirtaş’ a sahip çıkılmazsa payına düşeni Kürtler tarafından fazlasıyla alacaktır Hdp.
En gerekli not: Chp de bir an önce kendisine çeki düzen vermeli, yüzünü sola dönmeli. Tarikatlarla arasına mesafe koymalı. Parti içindeki sağcılardan kurtulmalı. Ön seçimle adaylarını belirlemeli, adayları delegeler değil partililer belirlemeli, itirazını (muhalefetini) sokakta da yapmalı.
Ve uyumamalı.
Ve de sağı omuzunda taşımaktan vaz geçmeli.