Batı Emperyalist Devletlerin belirleyici bir güç olarak sahneye çıktığı günden bugüne kadar,Haçlı Emperyalizminin mağlup edemediği tek antiemperyalist kadro ve tek lider vardır.
Kadro: Müdafaii Hukuk,bu kadronun lideri ise Gazi Mustafa Kemal’dir.
Mustafa Kemal konuyla ilgili şunları söylenmektedir;
“Biz batı emperyalistlerine karşı yalnız kurtuluş ve bağımsızlığımızı korumakla yetinmiyoruz. Aynı zamanda batı emperyalistlerinin,güçleri ve bilinen araçlarıyla Türk Milleti’ni emperyalizme araç olarak kullanmak istemelerine engel oluyoruz.Bununla bütün insanlığa hizmet ettiğimize inanıyoruz.(Mustafa Kemal Atatürk 20 Haziran 1920)”
Kanuni Sultan Süleyman devrinde 1. Viyana bozgunu (1529) ile başlayan,Osmanlı Devleti üç kıtada kazandığı tüm toprakları kaybetmişti.
1.Dünya Savaşı sonrası imzaladığı Sevr Antlaşmasıyla ;ancak Anadolu’nun bir bölümüne sıkışıp kalması,Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarını harekete geçirmiştir. Emperyalist Batı’ya karşı başlattıkları mücadele;19 Mayıs1919 tarihinde Samsun’a çıkışı ile başlayıp,15 Ekim 1922 Mudanya Mütarekesi’nin kabulü ile büyük bir zaferle sonuçlanmıştır.
Kendi küllerinden yeniden doğan bir millet, 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet’i ilan etmiştir.
Cumhuriyet bir gecede karar verilerek ilan edilmemiştir. Cumhuriyet düşüncesi Büyük Önder’in kafasında çok önceleri şekillenmiş, zaman zaman sohbetleri sırasında yakın arkadaşlarıyla bu düşüncelerini paylaşmıştır.
Amasya Genelgesi,Erzurum,Sivas Kongresi,Misak-I Milli,TBMM’nin kurulması ,1921 Anayasası,saltanatın kaldırılması;Cumhuriyet sürecinin aşamalarıdır.
Mustafa Kemal oy birliğiyle Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra yaptığı ilk konuşmasının sonunda :”Türkiye Cumhuriyeti Mesut,muvaffak ve Muzaffer olacaktır.”
Yine bir söyleminde Mustafa Kemal ;
“Cumhuriyet, Türk milletinin refah ve yükselmesi yolunda yüzyılların görmediği başarılara erişti. Milletin eğilimlerini ve gereksinimlerini bularak ve öğrenerek onun refah ve gelişme gereklerini gerçekleştirmekte cumhuriyetin az zamanda elde ettiği sonuçlar, cumhuriyet yönetiminin milletimize hazırladığı geleceğin daha ne kadar parlak olduğunu tahmin ettirmeye yeterlidir. Asla şüphe yoktur ki, cumhuriyetin gelecek evlâtları, bizden daha çok refaha erişmiş ve mutlu olacaklardır. 1927 (Atatürk’ün .B. IV, s.435)” demiştir.
Cumhuriyet demokratik,laik, sosyal hukuk devleti olma ve üniter yapısını yok etmeye ya da sulandırmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.
101. yılını kutladığımız Cumhuriyetimiz, sonsuza kadar yaşayacaktır.
Prof.Dr.Doğan Kuban’ın bir saptamasını buraya aktarmadan geçemeyeceğim: “İlginç fakat acıklı olan, Kurtuluş Savaşı’nı batan bir imparatorluk enkazı üzerinde yapmak zorunda kalmış bir ülkenin aynı topraklarda oturan halkının bir bölümünün yakın geçmişi unutması, ellerindeki telefon, karşılarındaki bilgisayar ve televizyon ekranlarına karşın dünyadan habersiz yaşamasıdır. Bu düzeyde bir bilgisizliği ve saygısızlığı ancak uluslararası beyin yıkama mekanizması ile açıklayabiliriz.”
Diğer yandan ; ülkemizde emperyalizm emrinde olan “dinci örgütler ve cemaatlerin” cumhuriyet ve ATATÜRK düşmanlığı toplumu kanserli bir hücre gibi sarmış durumdadır.
Mustafa Kemal ve arkadaşlarını saygı,sevgi ve özlemle bir kez daha anıyorum.
YAŞASIN CUMHURİYET.!