Harika’nın Şiir Bahçesi

BİR KALP BIRAKTIM SANA

Çakıllı, dikenli, sarp öyle zor aşkın yolu,

Bir kalp bıraktım sana her yanı hüzün dolu,

Çok özledim boynuma doladığın dost kolu,

Açlık, susuzluk neymiş lazım değil bana aş,

Yalnızlığın koynunda derbederim arkadaş.

 

Gülen yüzünü görmem inan cennete değer,

Yanımda olurdun yar biraz sevseydin eğer.

Sevda yüklü sözlerin, aşkın, yalanmış meğer.

Açlık, susuzluk neymiş lazım değil bana aş,

Yalnızlığın koynunda derbederim arkadaş.

 

Yaktı beni derinden ok kirpikle kalem kaş,

Eskiden seviyordun, unuttun yavaş yavaş,

Tek başıma bırakma, duvar olmaz yalnız taş,

Açlık, susuzluk neymiş lazım değil bana aş,

Yalnızlığın koynunda derbederim arkadaş.

 

Ben kalbime baktıkça görüyordum hep seni,

Ayna kırıldığında göstermiyor bedeni,

Gözlerindeki perde ayrılığın nedeni,

Açlık, susuzluk neymiş lazım değil bana aş,

Yalnızlığın koynunda derbederim arkadaş.

 

Çağlayan nehirdim ben, sende biriktim göldün,

Gönlümüz bir bütündü, acımasızca böldün,

Parçalanınca kalbim içinde sen de öldün.

Açlık, susuzluk neymiş lazım değil bana aş,

Yalnızlığın koynunda derbederim arkadaş.

 

Yaşayan ceset oldum yüzüm renksiz ve kansız,

Gören herkes acıyor taraf tutmadan yansız,

Bir kalp bıraktım sana tamir etmen imkânsız.

Açlık, susuzluk neymiş lazım değil bana aş,

Yalnızlığın koynunda derbederim arkadaş.

 

Harika hatıralar gönlümde yaldız yaldız,

Olmadığın mekânlar ıpıssız yapayalnız,

Göklerden bakıyorum aşkıma yıldız yıldız,

Açlık, susuzluk neymiş lazım değil bana aş,

Yalnızlığın koynunda derbederim arkadaş.

HARİKA UFUK

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

BİR SELAM GÖNDER

Umut tezgahında çile dokudum

Dardayım vefasız bir selam gönder

Oku dedi Mevlam ben de okudum

Burdayım vefasız bir selam gönder

 

Her günüm ağıtla geçiyor inan

Kadere küskünüm dolmadı zaman

Düşmanlar sevinir duymasın aman

Zordayım vefasız bir selam gönder

 

Kapanmaz yaram var durmaz kanarım

Hatırım soranı gardaş sanarım

Ateşler içinde kaldım yanarım

Nardayım vefasız bir selam gönder

 

Sabır imtihanım dolmamış çilem

Acıyı yaşarım tadarım elem

Mazlumlar ağlarken ben nasıl gülem

Ardayım vefasız bir selam gönder

 

Günlerim sayarım saatler dolmaz

Hainin ettiği yanına kalmaz

Yüce dağ başında kış eksik olmaz

Kardayım vefasız bir selam gönder

 

Bir garip aşığım geçti çağlarım

Bakanı kalmadı viran bağlarım

Dizimde derman yok sessiz ağlarım

Yardayım vefasız bir selam gönder.

AHMET SARGIN

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

EL Mİ YAMAN BEY Mİ YAMAN

Yıllar yılı savaştım bitmedi yasaklarım

Böyle kavga, dövüşle nasıl da geçmiş zaman.

Acımı tebessümün can evinde saklarım

Bilemedim el midir, yoksa bey midir yaman?

 

Ara sıra düşünüp dalıp giderim ben de

Bilirim ki her zaman iki can bir bedende

Birlikte nefes aldık iyi ve kötü günde

Farkına varıyoruz, yüreklermiş son liman.

 

Yaşanılan çoğu şey gitmez olurken hoşa

Gönlümüz gelemiyor baktık kolayca coşa

Farkına varıyoruz heyhat desek de boşa

Yaşam denilen yerde, değilmişiz sütliman.

 

Anıları toplasak bir yüreğe sığar mı

Her biri cellat olup dönüp bizi boğar mı

Yoksa çok uzamadan güneş birden doğar mı

Huzur dolar mı kalbe, dedirtmeden el, aman?

 

Alnımız her dem açık, yani püri pak olsun

Sıkı tut ellerimi sevgimiz ortak olsun

Hile hurdadan uzak tanığımız Hakk olsun

Geri dönüp gitmesin bizden merhamet uman.

 

Dosteli açık söyler söze söz eklemeden

Yolculuğa çıkmalı yarını beklemeden

Sevmelerden korkarak, yürekler teklemeden

Bu yürüyüş bitmesin davran can özüm hemen

BAHRİ YILDIRIM

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

BU ŞEHRİN SOKAKLARINDA

Benden sessizce gidişini gördüm

Kaybolduğum o günlerde

Farkına varamadığın zamanlarımın

Katiliydin sen.

*

 

Eski bir resme bakar gibi

Eskiyen yüzümde

Eski bir şarkının mısrasında kalan

O sözcük bile avutmuyor beni

*

Unutulur diyordum ya

Unutulmuyor biliyor musun

Kanıyor hala kanıyor

Kanatıyor ellerimi bu sessizlik

*

Bu şehrin sokaklarına yazmıştım

Kimsesizliğimi

Kalabalıklar içinde yalnızlığımı hissederken

Bu yarayı senden aldım

Bu şehrin sokaklarında

*

O günlerde hep yağmur yağardı

Rüzgar eserdi bedenime

Şimşekler çakardı gözlerimden

Şimdi ise bu şehrin sokaklarına

Yazıyorum

*

Beni idam edişinin kaçıncı günü

Yüreğime katliam yaptığın o günün üzerinden

Çok zaman geçti

Bilmem kaç adım attım ben

Bu şehrin sokaklarında

*

Saatin sende durduğu zamanları

Suya yazdım ben

Yağan yağmurları kuruttum

Rüzgarlar başka yönden esiyor hep

Bu şehrin sokaklarında

Seni unuttum ben

DEMET AKYÜREK

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Hakim Bey

Bu milletin derdi nedir bilmiyorum

Her gün yazdım niye bitmez hakim bey

Haklı haksız birbirine karışmış

 

Kalem bile yazmıyor ki hakim bey

Zemheriye dönmüş insan yüzleri

Kula kulluk eder oldu özleri

Buz üstünde kayar her gün sözleri

Dile kolay denmiyor ki hakim bey

 

Ayağımın nasırına basanlar

Hiç durmadan kelle kesip asanlar

El içinde kendisini kasanlar

Sende kimsin diyemedim hakim bey

 

Ayak altı baş üstünde gezince

İs bilenler hemen kıyak çekince

Zehir gibi süslü ball verince

Haramına helal diyor hakim bey

 

Yetmiş iki millet içime girmiş

Gece kendi dinden gündüz de ermiş

Millettim uğruna gövdeyi sermiş

Hak dinime küfür eder hakim bey

 

Tatlı dille güler yüzle  gelirken

Karıyı  kocaya düşman ederken

Evladımı çalıp candan ederken

Bilipte susana diyom hakim bey

 

Kül’özü kül gibi kendinden geçti

Milltin derdini bilerek seçti

Suçluyu derledik harmanda çeçti

Acımadan ceza verin hakim bey

KEMAL EREN

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Varın Söyleyin Ona

Yüreğimi ortaya seriverdim bu gece

Benim mahzun halimi sormadan biliversin.

Adım dilde bir türkü dillenir hece hece

Gözümde yaş görmüşse destursuz siliversin.

 

Dilimden dökülenin her biri sanki günce

Aşka adanmış ömrüm, görüp sarsa gönlünce

Diliyorum Mevladan hemi de bir an önce

İçimdeki buhranı söküp de alıversin.

 

Dostumuz görünenin yalanlarını yutup

Zamanımı çalmasın boş sözlerle uyutup

Uzattığım elimi sıkı sıkıya tutup

O güzel gözleriyle sıcacık gülüversin.

 

Gözlerim pencerede yollara bakıyorum

Hayal hülya içinde su gibi akıyorum

Haberini alırsam mutluluk ekiyorum

Gelemiyorsa bari bir selam salıversin.

 

Engelleri yok edip bana gelsin koşarak

Tepe bayır demeden birer birer aşarak

Aşkımın ateşiyle ırmak gibi coşarak

Yüreğime tutunup hep orda kalıversin.

 

Leyla’nın ahı olmaz çetin olsa da yolu

Sevdadan gelir geçer gahi boş gahi dolu

Onun menzili belli karışmaz sağı solu

Ne yapıp edip herkes gerçeği buluversin

LEYLA İNAN

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

NE HALLERE DÜŞTÜK BAK

Neler oluyor derken Çıkmaz sokağa daldım,

Sesini duyar iken, sessiz hayalle kaldım,

Bak nefesim daraldı bende hava’mı aldım,

Ne olur bir şey söyle, neden bu hale geldik.?

Kırdın kanadım kolum,sensiz nasıl yaşarım ?

Senli günlere dalıp, hem ağlar hem şaşarım,

Divane aşık oldum, köpük köpük taşarım,

Ne olur bir şey söyle, neden bu hale geldik.?

Neşem kaçtı bir defa, Şarkılar da açmıyor ,

Efkâr basınca inan,yüzüm neşe saçmıyor,

Sen çekip gittin ama, gönlüm sen’den kaçmıyor,

Ne olur bir şey söyle, neden bu hale geldik.?

Hayatın karnı geniş,feleğin çemberi dar,

Yaşam hep kırık dökük, mutluluk’sa düş kadar,

Nasılsın diye sorma, bu can cana,can adar

Ne olur bir şey söyle, neden bu hale geldik ?

MELEK DÖNMEZ

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

DOLUYOR YAŞLAR AKIYOR TENİME

Anlattıkça kış vuruyor satırlarıma

Ağladıkça yaşlar doluyor her yanıma

Karaladıkça sam, vuruyor yazılarıma

Doluyor yaşlar akıyor tenim e

Anlamsız,duygular oluşuyor satırlarda

Karaladıkça, üşüyor, kalemim, donarcasına,

Bugün sardunyalarım da açmadı da

Doluyor yaşlar akıyor tenim e

Belki de küskün renklere gözlerim

Ellerimde günah gibi,takılı kelepçelerim!

Sensiz soluyorum anlayacağın,

mavi mavi ölüyorum,

Doluyor yaşlar akıyor tenim e

….

Bir başka bu gece bende, hüzün doluyum

Bilmiyorum, ki nereye çıkar yolum

Acıyor 😣yanıyor 🔥bak solum

Akıyor yaşlar doluyor, tenim e

 

Duyuyorum biliyorum oradasın, yüreğim,

Olmasanda hissediyor bakan gözlerim.

Varmısın,sormuyorum,,biliyor,kalbim!

Doluyor yaşlar akıyor tenime

….

Birtek şeyi hiç unutma yüreğimin sesini

Sevmek yürekle olur, toplasan cesaretini

Muharremce karaladı, yine şiirleri

Doluyor yaşlar akıyor tenime

MUHARREM DEĞİRMENCİ

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

GÜN BATIMINDA MUTLULUĞUN SESİ

Sükut ederken gönül güneşin batışında

Sonsuz huzurla dolar yüreğin atışında

 

O anda sermest olur cana can katışında

Bir şarkı söyler dilim mutluluk makamında

*

Ruhum seyrana çıkar eşlik eder bülbüller

Sanki bahar akşamı renk renk güller sümbüller

Ihlamurlar iğdeler buram buram kokusu

Yılların tadı var ki kalbim sevgi yakası

*

Düşlere sığınırken masumdum çocuk gibi

Gönlüm aşk ile yanar sönmeyen ocak gibi

Ömrüme ömür katar uçsuz bucak sız gibi

Cennetten dünya sanki sıcacık kucak gibi

*

Bulutlara yaslanıp neşeyle dil dökerim

Umut tohumlarını hep sevgiyle ekerim

Ayrık otları diye hüzünleri sökerim

Şimdi akşam olmakta yarına gül dikerim

NEŞE KIZILYAR

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

KIYMAYIN ÇOCUKLARA!

Aç kapılarını ay aç

Sana dünyadan çocukları

Gönderiyorum…

Hepsi perişan hepsi aç

Harpten vahşetten

Kandan dehşetten

Bıktılar…

Al onları sar sarmala

Senin gibi gülsünler

Kırlarda koşsunlar

Ağaçlara çıksınlar

Temiz sularında

Yıkansınlar…

Al onları yüreklerindeki

Korkuyu sil…

Sevmeyi acımayı

Çocuk olmayı

Öğret…

Sakın geri göndermeyesin

Çünkü sen

Onların ay dedesisin

Bırak çocuk kalsınlar

NEVİN KIZILYAR

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

ŞİKAYETİM  YARADANA

Yarin huzurunda Mahşer gününde

Rabbım hayat değil kul yordu beni

Dayanmayan  canım kaldı ömrümde

Ey Rabbim dünyada hal yordu beni

 

Acısı bitmeyen geçti zamanlar

Üstüme  belayı yağdırdı yıllar

Yanlış  yöne beni götürdü  yollar

Ya mevlam bilensin yol yordu beni

 

Şikayetim çoktur  tarihe sığmaz

Ağlıyorum işte erkek  ağlamaz

Darlara  düşenler  nara sığınmaz

Muhtaç olduğum  zal yordu beni

 

Hayat çalı verdi gölgesiz dallar

Vallahi  yaşarken zorladı yıllar

Senin yarattığın işte o kullar

Dikeni tükenmez  dal yordu beni

 

Kalmadı takadım gücüm sermayem

Hak şaşırdım  kaldım  kime güvenem

Huzuru mahşerde  yüzün gelemem

Bitmeyen sızısı  sol yordu  beni

 

Emeğim çabalar beyhude ziyan

Sabırım  tükendi  bu sana ayan

Sabır taşı  gibiyim dayan ha dayan

Her gücü zorlayan  kol yordu  beni

 

Tatlıdır  sözleri bal akar dilden

Ne çektiysem çektim dikenden gülden

Bülbülün sevdası  acı güzelden

Dikeni kanatan  gül yordu beni

 

Uğrunda  döküldü  nice bin kanlar

Doymadan hayata gitti genç canlar

Ölümü hak olan bilmeyen kullar

Uğrunda  can alan mal yordu beni

 

Sametim  yıllara meydan okudum

Senin kullarından  artık yoruldum

Kaderimi sen yazdın bende kırıldım

Riyakar  ağızdan bal yordu beni

SAMET YILDIRIM (SULTANİ)

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

AYRI GAYRI BİLMEYİZ

Ayrı gayrı bilmeyiz biz

Dilimiz bir, yolumuz bir

Kötülüğe  gülmeyiz biz

Alımız bir,kulumuz bir

 

Yoktur içimizde buğuz

Sevgiye eğilen dağız

Hemi bağban hemi bağız

Gülümüz bir,dalımız bir

 

Senlik benlik şeytan işi

Bakmayız kimseye şaşı

Ayırmayız erkek dışı

Elimiz bir,kolumuz bir

 

Bir damla sudan oluştuk

Etle kemikle buluştuk

Can bulup cana doluştuk

Gölümüz bir, salımız bir

 

Ikilige çizgi çektik

Birlik tohumunu ektik

Sanılmasın kırıp döktük

Dolumuz bir,balımız bir

 

Sevim gerçeğin peşinde

Güzellik var her düşünde

Hakk aşkı yanar döşünde

Ali ‘miz bir, Veli’miz bir.

SEVİM GÜLER

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

ÇAĞLARIN GÖĞSÜNE BİR DESTAN YAZDIK

Afyon Kocatepe’de bu milli mücadele,

Yirmi altı ağustos, tarihe destan oldu.

Özgür yaşamak için millet verdi el ele.

Yedi düvelin düşü, yer ile yeksan oldu.

 

Kıtalardan kıtaya şeref bizim, şan bizim,

Her köşesi bir cennet, mukaddes vatan bizim.

 

Meydan muharebesi, Türkün bir imtihanı,

Mehmetçiğin nefesi, düşmana tufan oldu.

Canlar verdi ceddimiz, asla vermez vatanı,

Yedi düvelin düşü, yer ile yeksan oldu,

 

Şehitlikle taçlanan, o kutlu kervan bizim,

Her köşesi bir cennet, mukaddes vatan bizim.

 

Genç ihtiyar demeden, durduk düşmana karşı,

Düşmanlar geldiğine, hep birden pişman oldu.

Silahların namlusu, çalınca hücum marşı,

Yedi düvelin düşü, yer ile yeksan oldu.

 

Yunan’ lıyı yıldıran şanlı kahraman bizim,

Her köşesi bir cennet mukaddes vatan bizim.

 

Düşmanlar birlik olup, Türk’e kurmuştu pusu,

Türk’ ün zafer muştusu takdire şâyan oldu.

Yükselirken göklere, Allahu Ekber sesi

Yedi düvelin düşü, yer ile yeksan oldu.

 

Zaferlerden zafere, o kutlu zaman bizim,

Her köşesi bir cennet, mukaddes vatan bizim.

 

Kahraman Mehmetçiğim, düşmedi  asla dara,

Mevlânın erenleri, onlara  mihmân oldu.

Yunanlının döşünde, açtı onulmaz yara,

Yedi düvelin düşü, yer ile yeksan oldu.

 

Düşmanın sinesini yırtan, kahraman bizim,

Her köşesi bir cennet, mukaddes Vatan bizim.

 

Hafife alırlarken kahraman ordumuzu,

Kahraman Ordu’muzun zaferi, lisan oldu.

Gösterdi müstevliye millî gururumuzu,

Yedi düvelin düşü, yer ile yeksan oldu,

 

Halime Çavuşlarla, hıza hız katan bizim,

Her köşesi bir cennet, mukaddes vatan bizim.

 

Sınandı Mehmetçiğim, en çetin savaşlarda,

Közledi yüreğini, bu savaş yaman oldu.

Göğsünü siper etti, bil ki Dumlupınar’da,

Yedi düvelin düşü, yer ile yeksan oldu.

 

Cephelerden cepheye, koşan komutan bizim,

Her köşesi bir cennet, mukaddes vatan bizim.

 

Büyük önderimizdir Gazi Mustafa Kemal,

Cumhuriyet kuruldu, tarifhe destan oldu.

O’nun önderliğinde, kazanıldı istiklâl,

Yedi düvelin düşü, yer ile yeksan oldu.

 

O dünyanın dâhisi, kalplerde atan bizim,

Her köşesi bir cennet, mukaddes vatan bizim.

ŞERİFE GÜNDOĞDU

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

ESKİ KIŞLAR – 1

Hani eski kışlardaki düşlerimiz

Develeri dama çıkaran

Sonra saldırtan şire sandıklarına

Yediren yedirebildiğince

Sular akardı ya döşemelerden

Yağmur suları ince ince!

 

Zeytin dallarından çelik değnek

Kimi zaman da hortlu deveme

Ya ellerimizle emek verdiğimiz dallı gülle…

Sular akardı döşemelerden

Yağmur suları ince ince!

 

Hani eski kışlardaki düşlerimiz

Her evde bir kuyu vardı,

Her karanlık kuyuda bir cadı

Ve her masalda bir çıkrık

Her çekilen çıkrık

bir kurtulma umudu…

İnler durur her çekişte

Peri Padişahının kızı,

Solgun seher yıldızı

İç çeker gibi hıçkırık

Kopuk kopuk gizlice…

Sular akardı döşemelerden

Yağmur suları ince ince!

 

Hani eski kışlardaki düşlerimiz

Gizemli Akcurun, Selvili Medrese,

Kurtlu bucak, Köşe başı…

Ve her dış kapı ağzında bir binek taşı

Hani çocukluğumun koşuştuğu sokak

Hani nerede beyaz taş evim

Ağlamak istiyorum sessizce

Sular akardı döşemelerden

Yağmur suları ince ince!

UĞUR ELHAN

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

“HADİ GÜLÜMSE!”

 

Bazen oluyor işte azizim

Mutluluk hep seninle birlikte olsa da

Hayat kıskançlık gösterip

Seninle kumar oynamak ister

Ve kederle eş olup

Hüzün dolu kartları atar önüne.

Soğumuş şekersiz çay tadındadır kartlar

Joker arayışın da olmaz kartlar arasında

Çünkü yoktur

Ellerin titrek, yüzün solgun, dilin suskundur

Çaresizce yenilgiyi kabullenir

Usulca kalemine uzanırsın her zamanki gibi

Soğumuş çayın da dökülür sayfalara

Sararır hüzünlenir gibi yapar sanki

Kaleme göz atar “yazma” diye

Hayat, utanmadan izler kaybetmişliğinin çaresizliğini

Sen hüzünlerini sıralarken dizelere…

 

Bilirsin işte azizim

Herkesin hüznünün bir kafesi olur

Arada kilidini açarsın kutusunu Pandora’nın

Dertleşirsin kederlerinle,

Ağlarsın arada hıçkırıkların gizli

Bazen de arsız gülümsemeler alır yerini

Kapatırsın kafesini “hiç”ler savurarak kırgın

Biliyor musun azizim

Biliyor musun …

 

Hayat bir kumar

Kimbilir ne hileler gizlemiştir

Senden mutluluk taşlarını çalmıştır tek tek

Yine de arsız kahkahalar atar giderek

Sana inat …

 

Hayat hoş, yaşamak güzel dersin yine de

Sezen diyor ya “#minikserçe”

“Hadi gülümse!”

Öyle değil mi?

ZEHRA ERASLAN

Bunları da Okuyabilirsiniz

“Biz belediyeleri alsaydık her şey daha farklı ve daha iyi olurdu”

Siyasetçi, Fidancı Lojistik’in sahibi, iş insanı İbrahim Halil Fidancı Kent Gündem Gazetesi ve As Haber …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir