BİR KALP BIRAKTIM SANA
Çakıllı, dikenli, sarp öyle zor aşkın yolu,
Bir kalp bıraktım sana her yanı hüzün dolu,
Çok özledim boynuma doladığın dost kolu,
Açlık, susuzluk neymiş lazım değil bana aş,
Yalnızlığın koynunda derbederim arkadaş.
Gülen yüzünü görmem inan cennete değer,
Yanımda olurdun yar biraz sevseydin eğer.
Sevda yüklü sözlerin, aşkın, yalanmış meğer.
Açlık, susuzluk neymiş lazım değil bana aş,
Yalnızlığın koynunda derbederim arkadaş.
Yaktı beni derinden ok kirpikle kalem kaş,
Eskiden seviyordun, unuttun yavaş yavaş,
Tek başıma bırakma, duvar olmaz yalnız taş,
Açlık, susuzluk neymiş lazım değil bana aş,
Yalnızlığın koynunda derbederim arkadaş.
Ben kalbime baktıkça görüyordum hep seni,
Ayna kırıldığında göstermiyor bedeni,
Gözlerindeki perde ayrılığın nedeni,
Açlık, susuzluk neymiş lazım değil bana aş,
Yalnızlığın koynunda derbederim arkadaş.
Çağlayan nehirdim ben, sende biriktim göldün,
Gönlümüz bir bütündü, acımasızca böldün,
Parçalanınca kalbim içinde sen de öldün.
Açlık, susuzluk neymiş lazım değil bana aş,
Yalnızlığın koynunda derbederim arkadaş.
Yaşayan ceset oldum yüzüm renksiz ve kansız,
Gören herkes acıyor taraf tutmadan yansız,
Bir kalp bıraktım sana tamir etmen imkânsız.
Açlık, susuzluk neymiş lazım değil bana aş,
Yalnızlığın koynunda derbederim arkadaş.
Harika hatıralar gönlümde yaldız yaldız,
Olmadığın mekânlar ıpıssız yapayalnız,
Göklerden bakıyorum aşkıma yıldız yıldız,
Açlık, susuzluk neymiş lazım değil bana aş,
Yalnızlığın koynunda derbederim arkadaş.
HARİKA UFUK
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
BİR SELAM GÖNDER
Umut tezgahında çile dokudum
Dardayım vefasız bir selam gönder
Oku dedi Mevlam ben de okudum
Burdayım vefasız bir selam gönder
Her günüm ağıtla geçiyor inan
Kadere küskünüm dolmadı zaman
Düşmanlar sevinir duymasın aman
Zordayım vefasız bir selam gönder
Kapanmaz yaram var durmaz kanarım
Hatırım soranı gardaş sanarım
Ateşler içinde kaldım yanarım
Nardayım vefasız bir selam gönder
Sabır imtihanım dolmamış çilem
Acıyı yaşarım tadarım elem
Mazlumlar ağlarken ben nasıl gülem
Ardayım vefasız bir selam gönder
Günlerim sayarım saatler dolmaz
Hainin ettiği yanına kalmaz
Yüce dağ başında kış eksik olmaz
Kardayım vefasız bir selam gönder
Bir garip aşığım geçti çağlarım
Bakanı kalmadı viran bağlarım
Dizimde derman yok sessiz ağlarım
Yardayım vefasız bir selam gönder.
AHMET SARGIN
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
EL Mİ YAMAN BEY Mİ YAMAN
Yıllar yılı savaştım bitmedi yasaklarım
Böyle kavga, dövüşle nasıl da geçmiş zaman.
Acımı tebessümün can evinde saklarım
Bilemedim el midir, yoksa bey midir yaman?
Ara sıra düşünüp dalıp giderim ben de
Bilirim ki her zaman iki can bir bedende
Birlikte nefes aldık iyi ve kötü günde
Farkına varıyoruz, yüreklermiş son liman.
Yaşanılan çoğu şey gitmez olurken hoşa
Gönlümüz gelemiyor baktık kolayca coşa
Farkına varıyoruz heyhat desek de boşa
Yaşam denilen yerde, değilmişiz sütliman.
Anıları toplasak bir yüreğe sığar mı
Her biri cellat olup dönüp bizi boğar mı
Yoksa çok uzamadan güneş birden doğar mı
Huzur dolar mı kalbe, dedirtmeden el, aman?
Alnımız her dem açık, yani püri pak olsun
Sıkı tut ellerimi sevgimiz ortak olsun
Hile hurdadan uzak tanığımız Hakk olsun
Geri dönüp gitmesin bizden merhamet uman.
Dosteli açık söyler söze söz eklemeden
Yolculuğa çıkmalı yarını beklemeden
Sevmelerden korkarak, yürekler teklemeden
Bu yürüyüş bitmesin davran can özüm hemen
BAHRİ YILDIRIM
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
BU ŞEHRİN SOKAKLARINDA
Benden sessizce gidişini gördüm
Kaybolduğum o günlerde
Farkına varamadığın zamanlarımın
Katiliydin sen.
*
Eski bir resme bakar gibi
Eskiyen yüzümde
Eski bir şarkının mısrasında kalan
O sözcük bile avutmuyor beni
*
Unutulur diyordum ya
Unutulmuyor biliyor musun
Kanıyor hala kanıyor
Kanatıyor ellerimi bu sessizlik
*
Bu şehrin sokaklarına yazmıştım
Kimsesizliğimi
Kalabalıklar içinde yalnızlığımı hissederken
Bu yarayı senden aldım
Bu şehrin sokaklarında
*
O günlerde hep yağmur yağardı
Rüzgar eserdi bedenime
Şimşekler çakardı gözlerimden
Şimdi ise bu şehrin sokaklarına
Yazıyorum
*
Beni idam edişinin kaçıncı günü
Yüreğime katliam yaptığın o günün üzerinden
Çok zaman geçti
Bilmem kaç adım attım ben
Bu şehrin sokaklarında
*
Saatin sende durduğu zamanları
Suya yazdım ben
Yağan yağmurları kuruttum
Rüzgarlar başka yönden esiyor hep
Bu şehrin sokaklarında
Seni unuttum ben
DEMET AKYÜREK
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
Hakim Bey
Bu milletin derdi nedir bilmiyorum
Her gün yazdım niye bitmez hakim bey
Haklı haksız birbirine karışmış
Kalem bile yazmıyor ki hakim bey
Zemheriye dönmüş insan yüzleri
Kula kulluk eder oldu özleri
Buz üstünde kayar her gün sözleri
Dile kolay denmiyor ki hakim bey
Ayağımın nasırına basanlar
Hiç durmadan kelle kesip asanlar
El içinde kendisini kasanlar
Sende kimsin diyemedim hakim bey
Ayak altı baş üstünde gezince
İs bilenler hemen kıyak çekince
Zehir gibi süslü ball verince
Haramına helal diyor hakim bey
Yetmiş iki millet içime girmiş
Gece kendi dinden gündüz de ermiş
Millettim uğruna gövdeyi sermiş
Hak dinime küfür eder hakim bey
Tatlı dille güler yüzle gelirken
Karıyı kocaya düşman ederken
Evladımı çalıp candan ederken
Bilipte susana diyom hakim bey
Kül’özü kül gibi kendinden geçti
Milltin derdini bilerek seçti
Suçluyu derledik harmanda çeçti
Acımadan ceza verin hakim bey
KEMAL EREN
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
Varın Söyleyin Ona
Yüreğimi ortaya seriverdim bu gece
Benim mahzun halimi sormadan biliversin.
Adım dilde bir türkü dillenir hece hece
Gözümde yaş görmüşse destursuz siliversin.
Dilimden dökülenin her biri sanki günce
Aşka adanmış ömrüm, görüp sarsa gönlünce
Diliyorum Mevladan hemi de bir an önce
İçimdeki buhranı söküp de alıversin.
Dostumuz görünenin yalanlarını yutup
Zamanımı çalmasın boş sözlerle uyutup
Uzattığım elimi sıkı sıkıya tutup
O güzel gözleriyle sıcacık gülüversin.
Gözlerim pencerede yollara bakıyorum
Hayal hülya içinde su gibi akıyorum
Haberini alırsam mutluluk ekiyorum
Gelemiyorsa bari bir selam salıversin.
Engelleri yok edip bana gelsin koşarak
Tepe bayır demeden birer birer aşarak
Aşkımın ateşiyle ırmak gibi coşarak
Yüreğime tutunup hep orda kalıversin.
Leyla’nın ahı olmaz çetin olsa da yolu
Sevdadan gelir geçer gahi boş gahi dolu
Onun menzili belli karışmaz sağı solu
Ne yapıp edip herkes gerçeği buluversin
LEYLA İNAN
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
NE HALLERE DÜŞTÜK BAK
Neler oluyor derken Çıkmaz sokağa daldım,
Sesini duyar iken, sessiz hayalle kaldım,
Bak nefesim daraldı bende hava’mı aldım,
Ne olur bir şey söyle, neden bu hale geldik.?
–
Kırdın kanadım kolum,sensiz nasıl yaşarım ?
Senli günlere dalıp, hem ağlar hem şaşarım,
Divane aşık oldum, köpük köpük taşarım,
Ne olur bir şey söyle, neden bu hale geldik.?
–
Neşem kaçtı bir defa, Şarkılar da açmıyor ,
Efkâr basınca inan,yüzüm neşe saçmıyor,
Sen çekip gittin ama, gönlüm sen’den kaçmıyor,
Ne olur bir şey söyle, neden bu hale geldik.?
–
Hayatın karnı geniş,feleğin çemberi dar,
Yaşam hep kırık dökük, mutluluk’sa düş kadar,
Nasılsın diye sorma, bu can cana,can adar
Ne olur bir şey söyle, neden bu hale geldik ?
MELEK DÖNMEZ
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
DOLUYOR YAŞLAR AKIYOR TENİME
Anlattıkça kış vuruyor satırlarıma
Ağladıkça yaşlar doluyor her yanıma
Karaladıkça sam, vuruyor yazılarıma
Doluyor yaşlar akıyor tenim e
…
Anlamsız,duygular oluşuyor satırlarda
Karaladıkça, üşüyor, kalemim, donarcasına,
Bugün sardunyalarım da açmadı da
Doluyor yaşlar akıyor tenim e
…
Belki de küskün renklere gözlerim
Ellerimde günah gibi,takılı kelepçelerim!
Sensiz soluyorum anlayacağın,
mavi mavi ölüyorum,
Doluyor yaşlar akıyor tenim e
….
Bir başka bu gece bende, hüzün doluyum
Bilmiyorum, ki nereye çıkar yolum
Acıyor 😣yanıyor 🔥bak solum
Akıyor yaşlar doluyor, tenim e
Duyuyorum biliyorum oradasın, yüreğim,
Olmasanda hissediyor bakan gözlerim.
Varmısın,sormuyorum,,biliyor,kalbim!
Doluyor yaşlar akıyor tenime
….
Birtek şeyi hiç unutma yüreğimin sesini
Sevmek yürekle olur, toplasan cesaretini
Muharremce karaladı, yine şiirleri
Doluyor yaşlar akıyor tenime
MUHARREM DEĞİRMENCİ
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
GÜN BATIMINDA MUTLULUĞUN SESİ
Sükut ederken gönül güneşin batışında
Sonsuz huzurla dolar yüreğin atışında
O anda sermest olur cana can katışında
Bir şarkı söyler dilim mutluluk makamında
*
Ruhum seyrana çıkar eşlik eder bülbüller
Sanki bahar akşamı renk renk güller sümbüller
Ihlamurlar iğdeler buram buram kokusu
Yılların tadı var ki kalbim sevgi yakası
*
Düşlere sığınırken masumdum çocuk gibi
Gönlüm aşk ile yanar sönmeyen ocak gibi
Ömrüme ömür katar uçsuz bucak sız gibi
Cennetten dünya sanki sıcacık kucak gibi
*
Bulutlara yaslanıp neşeyle dil dökerim
Umut tohumlarını hep sevgiyle ekerim
Ayrık otları diye hüzünleri sökerim
Şimdi akşam olmakta yarına gül dikerim
NEŞE KIZILYAR
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
KIYMAYIN ÇOCUKLARA!
Aç kapılarını ay aç
Sana dünyadan çocukları
Gönderiyorum…
Hepsi perişan hepsi aç
Harpten vahşetten
Kandan dehşetten
Bıktılar…
Al onları sar sarmala
Senin gibi gülsünler
Kırlarda koşsunlar
Ağaçlara çıksınlar
Temiz sularında
Yıkansınlar…
Al onları yüreklerindeki
Korkuyu sil…
Sevmeyi acımayı
Çocuk olmayı
Öğret…
Sakın geri göndermeyesin
Çünkü sen
Onların ay dedesisin
Bırak çocuk kalsınlar
NEVİN KIZILYAR
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
ŞİKAYETİM YARADANA
Yarin huzurunda Mahşer gününde
Rabbım hayat değil kul yordu beni
Dayanmayan canım kaldı ömrümde
Ey Rabbim dünyada hal yordu beni
Acısı bitmeyen geçti zamanlar
Üstüme belayı yağdırdı yıllar
Yanlış yöne beni götürdü yollar
Ya mevlam bilensin yol yordu beni
Şikayetim çoktur tarihe sığmaz
Ağlıyorum işte erkek ağlamaz
Darlara düşenler nara sığınmaz
Muhtaç olduğum zal yordu beni
Hayat çalı verdi gölgesiz dallar
Vallahi yaşarken zorladı yıllar
Senin yarattığın işte o kullar
Dikeni tükenmez dal yordu beni
Kalmadı takadım gücüm sermayem
Hak şaşırdım kaldım kime güvenem
Huzuru mahşerde yüzün gelemem
Bitmeyen sızısı sol yordu beni
Emeğim çabalar beyhude ziyan
Sabırım tükendi bu sana ayan
Sabır taşı gibiyim dayan ha dayan
Her gücü zorlayan kol yordu beni
Tatlıdır sözleri bal akar dilden
Ne çektiysem çektim dikenden gülden
Bülbülün sevdası acı güzelden
Dikeni kanatan gül yordu beni
Uğrunda döküldü nice bin kanlar
Doymadan hayata gitti genç canlar
Ölümü hak olan bilmeyen kullar
Uğrunda can alan mal yordu beni
Sametim yıllara meydan okudum
Senin kullarından artık yoruldum
Kaderimi sen yazdın bende kırıldım
Riyakar ağızdan bal yordu beni
SAMET YILDIRIM (SULTANİ)
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
AYRI GAYRI BİLMEYİZ
Ayrı gayrı bilmeyiz biz
Dilimiz bir, yolumuz bir
Kötülüğe gülmeyiz biz
Alımız bir,kulumuz bir
Yoktur içimizde buğuz
Sevgiye eğilen dağız
Hemi bağban hemi bağız
Gülümüz bir,dalımız bir
Senlik benlik şeytan işi
Bakmayız kimseye şaşı
Ayırmayız erkek dışı
Elimiz bir,kolumuz bir
Bir damla sudan oluştuk
Etle kemikle buluştuk
Can bulup cana doluştuk
Gölümüz bir, salımız bir
Ikilige çizgi çektik
Birlik tohumunu ektik
Sanılmasın kırıp döktük
Dolumuz bir,balımız bir
Sevim gerçeğin peşinde
Güzellik var her düşünde
Hakk aşkı yanar döşünde
Ali ‘miz bir, Veli’miz bir.
SEVİM GÜLER
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
ÇAĞLARIN GÖĞSÜNE BİR DESTAN YAZDIK
Afyon Kocatepe’de bu milli mücadele,
Yirmi altı ağustos, tarihe destan oldu.
Özgür yaşamak için millet verdi el ele.
Yedi düvelin düşü, yer ile yeksan oldu.
Kıtalardan kıtaya şeref bizim, şan bizim,
Her köşesi bir cennet, mukaddes vatan bizim.
Meydan muharebesi, Türkün bir imtihanı,
Mehmetçiğin nefesi, düşmana tufan oldu.
Canlar verdi ceddimiz, asla vermez vatanı,
Yedi düvelin düşü, yer ile yeksan oldu,
Şehitlikle taçlanan, o kutlu kervan bizim,
Her köşesi bir cennet, mukaddes vatan bizim.
Genç ihtiyar demeden, durduk düşmana karşı,
Düşmanlar geldiğine, hep birden pişman oldu.
Silahların namlusu, çalınca hücum marşı,
Yedi düvelin düşü, yer ile yeksan oldu.
Yunan’ lıyı yıldıran şanlı kahraman bizim,
Her köşesi bir cennet mukaddes vatan bizim.
Düşmanlar birlik olup, Türk’e kurmuştu pusu,
Türk’ ün zafer muştusu takdire şâyan oldu.
Yükselirken göklere, Allahu Ekber sesi
Yedi düvelin düşü, yer ile yeksan oldu.
Zaferlerden zafere, o kutlu zaman bizim,
Her köşesi bir cennet, mukaddes vatan bizim.
Kahraman Mehmetçiğim, düşmedi asla dara,
Mevlânın erenleri, onlara mihmân oldu.
Yunanlının döşünde, açtı onulmaz yara,
Yedi düvelin düşü, yer ile yeksan oldu.
Düşmanın sinesini yırtan, kahraman bizim,
Her köşesi bir cennet, mukaddes Vatan bizim.
Hafife alırlarken kahraman ordumuzu,
Kahraman Ordu’muzun zaferi, lisan oldu.
Gösterdi müstevliye millî gururumuzu,
Yedi düvelin düşü, yer ile yeksan oldu,
Halime Çavuşlarla, hıza hız katan bizim,
Her köşesi bir cennet, mukaddes vatan bizim.
Sınandı Mehmetçiğim, en çetin savaşlarda,
Közledi yüreğini, bu savaş yaman oldu.
Göğsünü siper etti, bil ki Dumlupınar’da,
Yedi düvelin düşü, yer ile yeksan oldu.
Cephelerden cepheye, koşan komutan bizim,
Her köşesi bir cennet, mukaddes vatan bizim.
Büyük önderimizdir Gazi Mustafa Kemal,
Cumhuriyet kuruldu, tarifhe destan oldu.
O’nun önderliğinde, kazanıldı istiklâl,
Yedi düvelin düşü, yer ile yeksan oldu.
O dünyanın dâhisi, kalplerde atan bizim,
Her köşesi bir cennet, mukaddes vatan bizim.
ŞERİFE GÜNDOĞDU
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
ESKİ KIŞLAR – 1
Hani eski kışlardaki düşlerimiz
Develeri dama çıkaran
Sonra saldırtan şire sandıklarına
Yediren yedirebildiğince
Sular akardı ya döşemelerden
Yağmur suları ince ince!
Zeytin dallarından çelik değnek
Kimi zaman da hortlu deveme
Ya ellerimizle emek verdiğimiz dallı gülle…
Sular akardı döşemelerden
Yağmur suları ince ince!
Hani eski kışlardaki düşlerimiz
Her evde bir kuyu vardı,
Her karanlık kuyuda bir cadı
Ve her masalda bir çıkrık
Her çekilen çıkrık
bir kurtulma umudu…
İnler durur her çekişte
Peri Padişahının kızı,
Solgun seher yıldızı
İç çeker gibi hıçkırık
Kopuk kopuk gizlice…
Sular akardı döşemelerden
Yağmur suları ince ince!
Hani eski kışlardaki düşlerimiz
Gizemli Akcurun, Selvili Medrese,
Kurtlu bucak, Köşe başı…
Ve her dış kapı ağzında bir binek taşı
Hani çocukluğumun koşuştuğu sokak
Hani nerede beyaz taş evim
Ağlamak istiyorum sessizce
Sular akardı döşemelerden
Yağmur suları ince ince!
UĞUR ELHAN
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
“HADİ GÜLÜMSE!”
Bazen oluyor işte azizim
Mutluluk hep seninle birlikte olsa da
Hayat kıskançlık gösterip
Seninle kumar oynamak ister
Ve kederle eş olup
Hüzün dolu kartları atar önüne.
Soğumuş şekersiz çay tadındadır kartlar
Joker arayışın da olmaz kartlar arasında
Çünkü yoktur
Ellerin titrek, yüzün solgun, dilin suskundur
Çaresizce yenilgiyi kabullenir
Usulca kalemine uzanırsın her zamanki gibi
Soğumuş çayın da dökülür sayfalara
Sararır hüzünlenir gibi yapar sanki
Kaleme göz atar “yazma” diye
Hayat, utanmadan izler kaybetmişliğinin çaresizliğini
Sen hüzünlerini sıralarken dizelere…
Bilirsin işte azizim
Herkesin hüznünün bir kafesi olur
Arada kilidini açarsın kutusunu Pandora’nın
Dertleşirsin kederlerinle,
Ağlarsın arada hıçkırıkların gizli
Bazen de arsız gülümsemeler alır yerini
Kapatırsın kafesini “hiç”ler savurarak kırgın
Biliyor musun azizim
Biliyor musun …
Hayat bir kumar
Kimbilir ne hileler gizlemiştir
Senden mutluluk taşlarını çalmıştır tek tek
Yine de arsız kahkahalar atar giderek
Sana inat …
Hayat hoş, yaşamak güzel dersin yine de
Sezen diyor ya “#minikserçe”
“Hadi gülümse!”
Öyle değil mi?
ZEHRA ERASLAN