-Yaşlıyım ama ayaktayım,
-Zihnim pırıl pırıl çalışıyor,
-Tuttuğumu kopartırım,
-Gençlere taş çıkartırım,
-Yaş aldım ama yaşlı değilim,
-Yeni nesil yaşlıyım,
…
Günümüzdeki bazı yaşlılar,
Yukarıdaki cümleleri rahatça,
Kullanarak genç olduklarını
Anlatmaya çalışıyor,
Nereye kadar bu gerçekleşir?
Somut olarak bilinemez…
…
Akıllı bir insan diyor ki;
-Yaşlılık kapınızı çalarsa,
Onu HOŞGELDİN diye
Saygı ve sevgiyle karşılayın,
Okşayarak, severek, çok
Güzel sözler söyleyerek,
Gururunu okşayıp,
Onurlandırıcı şekilde
Kabul edin…
…
Çünkü yaşlılık alıngan,
Bir hayvan gibidir,
Kendini tanımazlıktan gelene,
Acımaz, bu tavrını pahalı ödetir…
…
Bu akıllı insan devam ediyor;
-Yaşlılık tıpkı,
Noel baba gibidir,
O anda torbasından,
Çeşitli hediyeler çıkartır,
Ve cömertçe önünüze koyar;
-Hayat tecrübelerinden gelen,
Olgunluk bilgelik,
-Büyük sabır, hoşgörü,
-Bol okuma ve yazma zamanı,
-Ölümsüz eserler yazma olanağı
-Yaşlanma korkusunu sadece
Sözle anarak rahatlama vs…
…
Yine akıllı bir insan yaşlılığı
Anlatırken şöyle diyor;
-Her türden hastalık,
Ve zayıflık sadece
Yaşlılara özgü değildir…
Gençleri de aynı şekilde etkiler…
…
Üstelik elbette yaşlılar
İçin bazı kırılganlıklar vardır,
Ama öte yandan da biriken,
Paha biçilemez büyük,
Deneyimlere sahipler…
…
Akıllı insan devam ediyor;
-Yaşlılığında çocukluğuna,
Geri dönenler, zihinleri,
Çok zayıfı olanlardır…
Elbette yaşlılık bazı,
Etkinliklere engel olabilir…
Ama zihnin canlılığını koruyan,
İnsanlara yaşlılık asla ve kata,
Hiçbir zarar veremez,
-Bana nasıl yaşlandığını söyle,
Sana eskiden kim olduğunu
Söyleyeyim…
…
Başlıkta olduğu gibi;
Yaşlılığı olduğu gibi kabullenmek,
En büyük erdemdir,
Ölümün yaş dinlemeden
Her an herkesi dünya
İsimli sahneden acımasızca,
İndirdiğini düşünürsek;
Yaşlanabilecek yaşa ulaştığımız,
İçin kendimizi çok şanslı,
Ve çok mutlu hissetmeliyiz…
…
Üstelik 60 yaşından sonra,
80 inden sonra büyük eserler
Kalıcı eserler verenleri de
Unutmamak gerekir…
(Marc Auge’nin Yaşsız
Zaman yapıtından esinlendim…)