Bir kadının yüreğindeki çığlıkları duyabilir misiniz?
Cesur, dimdik ayakta; ama yorgun…
Yorgunluğu hayattan değil ya da çalışmaktan ya da anne olmaktan,
Yorgunluğu kendini anlatamamaktan, yorgunluğu kafesin içine hapis oluşunun isyanından.
Yorgunluğu özgürlüğünün ellerinden alınması ve kendi kararlarını hiçbir vakit verememesinden geldi…
Küçükken baba, ağabey verdi kararlarını, evlendi kocası verdi!
Kadın hiçbir zaman hayata kendi adımlarıyla başlayamadı…
Kadın şiddet gördü, kadın öldürüldü, kadın diri diri yakıldı.
Suçlu yine kadın oldu, kıyafetlerini düzgün seçemedi kadın,
Açık, saçık giyindi.
Cilve yaptı, herkese mavi boncuk dağıttı kadın…
Kadının adı hiçbir zaman olmadı
Kadının değerini ne bu toplum anlayabildi ne de Müslümanım diyen o bağnaz düşünceli toplumlar…
Yaşatmadılar kadını, analığını bile çok gördüler.
Tek sorun nedir biliyor musunuz, kadını hiçbir zaman anlayamadılar.
İstemediler toplumda yeri olsun,
Veremediler mevki, makam
Hep arkasını kolladılar ya da hep belden aşağı vurdular…
Değil bu ülkede bu dünyada kadın olmak zor mu, kadınlık bir kusur mu?
Baştan yazmak gerekir kadını, baştan yazmak gerek kadının hikayesini.
Ben Cumhuriyet kadınıyım…
Boyun eğmeyeceğim, izin vermeyeceğim özgürlüğümün elimden alınmasına,
Beni kadınlığımla değil insanlığımla yargılayın
Beni cinsiyetimle değil, düşüncelerimle tartın…
Belden aşağı vurmak yerine yaptığım işlerle vurmaya çalışın.
Başarımı konuşun, yetiştirdiğim evlatlarımı…
Ve de kadının adını koyun,
Kadının adı vardır, kadın hür iradesiyle özgürlüğünü eline alan, gerektiği yerde ana, gerektiği yerde iş kadını, gerektiği yerde siyasette vardır…
Kadın her yerde vardır, kadın her kesimde vardır.
Binlerce kez öldürseniz de kadını yine de yok edemezsiniz,
Kadının adını koyun artık!
Kadının adı vardır,
Yok sayamazsınız…
Kadın güçtür, kadın yürektir, kadın cesarettir.
Kadın dünyadır, kadın evrendir…