Emeğin olmadığı bir yaşam anlamsız, gereksiz ve asalak geçen bir yaşamdır. Emek olmadan ele geçen, kazanılan bir şeylerin de anlamı yoktur aslında. Emeksiz kazanç, haksızlıktır, adaletsizliktir, hukuksuzluktur.
Aslında bunun onulmaz sonuçları da olmakta ve olmaya da devam etmektedir.
İşte bu nedenle liyakatsizlik almış başını gidiyor.
Yakın zaman da yaşanan 6 Şubat depremlerinde bu sonuçlar karşımıza koordinesizlik olarak çıktı.
Ve ülkede bir muhalefet yok. Ya da muhalefet boşluğu da denilebilir.
Sözü ana muhalefete getirecek olursak, emeği, temel hak ve özgürlükleri, laik sosyal hukuk devletini savunan CHP, acaba kendi içinde ne kadar demokrat?
Bazı belediye başkanlarına kulluk edenler bile azımsanmayacak sayıda maalesef.
En basitinden CHP’nin Adana’daki meclis üyesi ya da il, ilçe profiline bakın lütfen…
Çantacısı, mafyası, simsarı…
Peki; emek verenler nerede?
Partinin bir çayını bile içmemiş ama partiye maddi manevi destek vermiş, partili yoksullara kol kanat germiş, partinin her etkinliğine koşa koşa koşa gidenler, bu parti için gençliğini verenler nerede?
Tecrübeli, dürüst, partili kimliği tartışılamaz, yurtsever, şehircilik alanında uzmanlığı olan liyakat sahibi kaç partili görevde şimdi?
Elbette parti içinde liyakat sahibi, dürüst, donanımlı insanlar var ama o sayı yetmiyor işte.
Küçük bir örnek verelim; İşte Hasan Aslan…
Mesleği harita ve kadastro… İmar, şehircilik gibi konularda uzman bir isim.
Tecrübeli, dürüst ve partiye olan emeği asla inkar edilemez.
Yıllarını verdi bu partiye ama ne oldu?
Onlarca projesi var.
Peki; sonuç ne?
İşte böyle isimleri bir yerlerde değerlendirmedikçe, onların yerine denenmiş ve kötü yönetmişleri tercih ettikçe kaybetmeye mahkumdur CHP.
Siz bir anket olayı dillendirdiniz ve şimdi bütün aday adayları anket firmaları önünde kuyruğa girdi.
Parayı bastıran anketten çıkıyor.
Çözüm bu değil.
Öncelik emek ve liyakat olmalı.
Öncelik parti içi demokrasi olmalı.
Ve halk adamlarına, toplumda ciddi karşılığı olanlara sahip çıkılmalı.