ÖLEN ÖLDÜĞÜNÜ BİLEMEZ…

Hayat bir tiyatro, insan oyuncudur…
Hayat isimli bilge öğretmenin
Önüne çıkarttığı her şeyi insan
Kolayca kabul ederek yaşar;
Ölüm gerçeğine ise isyan eder,
Oysa yaşamın bedeli ölümdür…
Ana rahminden çıktığı anda insan,
Son durak olan ölüme doğru
Uzun bir yürüyüşe geçer;
İnsan bu yolculukta bilinci,
Aralıksız gelişip artan tek canlıdır…
Yürüyüşü sırasında aklını kullanarak,
Kendini aralıksız şekilde olgunlaştırır,
Matematik, felsefe, edebiyat okuyan kişi
-Geliştirdiği aklıyla şu sonuca ulaşır;
Madem doğdum kesin öleceğim;
Ölümü anlamalı onunla anlaşmalıyım,
Diye durumunu kolayca kabul eder…
Akıllı insan şu soruları sorar;
Eğer ölüm olmasaydı hayatın
Hiçbir değeri olur muydu? Olmazdı,
Hayata değerini ölüm verir…
Hz. Mevlana ölümü en iyi anlayan,
En derin anlatan eşsiz bilgedir;
O hayatın finali olan ölümü bir tür;
Düğünü sayar ve sevgiliye kavuşma,
Anı olarak değerlendirir buluşma,
Konusunda heyecanlanır…
Âşık Veysel ise ona şöyle yaklaşır;
-Benim sadık yârim kara topraktır,
Ölümü sevgiliye kavuşmak sayar…
Peygamberimiz;
Ölümden sonrasını sorana ise;
-Kişi sevdikleriyle beraberdir, der…
İnsan bu gezegende tarih sahnesine,
Çıktığı andan itibaren ölümü yok etmeye,
Onu hayattan silip ölümsüz,
Olmaya çalışmış ama başaramamıştır…
İnsan sürekli korkup devamlı ret ettiği;
Ölüm konusunda çeşitli inançlar,
Çeşitli felsefeler oluşturulmuş,
Kitaplar yazılıp, ölümsüz mimari
Eserler yapmıştır…
Unutulmaması gereken şu;
Doğum gibi ölümde kişiseldir…
Bu gezegende 120 milyar insan,
Kişisel olarak doğmuş, yaşamış,
Kişisel olarak ölmüştür; dünyanın yarısı
Oğlu, yarısı da kızı olsa
İnsan tek başına ölecektir…
Bu doğal yasa insanla birlikte
Tarih sahnesine çıkmış,
Son canlı yok oluncaya kadar
Onunla birlikte var olacak;
Son canlıyla ölüm de ölüp
Bu sahneden inip gidip gidecektir,
Ancak teselli boyutundan bakınca;
Ölenler öldüğünü asla bilmez
Sadece doğa yasasına uygun,
Davranmıştır ölenin peşinde
Kalanlar üzüntü, acı yaşar…
Arkada kalanlar ölen kişi yaşarken eğer,
Sevgi, saygıda, hürmette kusur etmemiş;
Ona iyi davranmış, hayatını kolaylaştırmış,
Her türlü bakım ve yardımı yapmışsa
Üzülmelerine gerek kalmayacaktır…
Gönül rahatlığıyla kendilerinin de
Gideceği yere onu önceden yolcu,
Ettiklerini düşünüp teselli olmalıdır…
Ölen kişinin arkasından en çok
Ağlayan, çırpınan, kendini yırtanın,
O kişi yaşarken gerekli yardımı
Yapmadığı, sevgi göstermediği
Yapılan bilimsel gözlemlerce kanıtlanmıştır…
Akıllı insana sormuşlar;
-Ölen kişi nereye gider? Yanıt şöyle;
-Doğmadan önce neredeyse oraya gider…
Bir tür devre mülk olan
Dünya sahnesi bir yandan
Gidenler, bir yandan gelenlerce
Resmigeçit yapılan gösteri alanıdır…
Ölenlerin arkasından güzel şeyler
Söylemek, duam etmek en güzel
Davranış biçimi olacaktır…

Bunları da Okuyabilirsiniz

Daha ne kadar öleceğiz, daha nasıl öleceğiz?

TÜM KADIN KARDEŞLERİMİZE SELAM OLSUN!!! Kadın cinayetlerinin özellikle son 10 yıldır arttığı ülkemizde önlem alınmamasını …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir