6 Şubat 2023 saat sabaha karşı ve büyük bir depremle uyandık. Yaşayanlar için hayatlarının dönüm noktası, ölenlerimiz için maalesef ki sonsuz istirahat.
10 ilimizde yaşanan bu acı olay hepimizin yüreklerinde yangın oldu, kayıplarımız çok fazla, ölenlerimize Allah’tan rahmet diliyor, kalanlara sabır ve geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum…
Deprem gerçeğinin bir kez daha yüzümüze vurulduğu 6 Şubat tarihi asla unutulmayacak bir tarih olacaktır. Maalesef ki depremden ölmedi bedenlerimiz, cehaletten ve rant uğruna yapılan üç kuruş daha fazla kar amaçlı dikilen inşaatlar mezarımız oldu. Haince, sinsice imara açılan yapılar, deprem gerçeğini bile bile çok katlı yapılara verilen izinler bizi öldürdü.
Yıllarca ev sahibi olmak için mücadele veren, sonunda bir ev alıp başını sokan insanlar, ne bilebilirlerdi ki onca çabalarının sonucu aldıklarının evin mezarları olacağını?
Ülke olarak birliğin ve dahi beraberliğin ne kadar önemli olduğunu, kenetlenmenin sonucunda acılarımızın bir nebze de olsa paylaştıkça azalmasının önemini fark ettik.
Ölüyoruz…
Beden olarak ölüyoruz, bir bir, tek tek yok oluyoruz.
Sadece depremden değil, fırsatçılıktan, yağmacılıktan, kader denilip asıl kadersizliğimizden ölüyoruz.
Bu ölümlerin ‘takdiri ilahi’, ‘bu coğrafyanın kaderi’ denilmesinden ölüyoruz.
Gariplikten, kimsesizlikten ölüyoruz.
Çıkarcılıktan, para, mal, mülk, koltuk uğruna sürekli hiçe sayılmaktan ölüyoruz.
Aslında biz hep ölüyoruz,
Acılarla savaşmaktan,
Gerçekleri haykıramamaktan,
Kalemlerimizi kıramamaktan, haksızlığa boyun eğmekten
ÖLÜYORUZ…