Yerel seçimlere az bir zaman kaldı. Cumhur ittifakı, bu seçimlerden başarılı çıkacakmış gibi bir algı şimdiden oluşturulmaya başlandı.
CHP, Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerinde aslında iyi niyetli bir yol izledi. Herkesi, her kesimi kucaklamaktı amaç… Ayrışmayı, ötekileştirmeyi ortadan kaldırmak, parlamenter sisteme geri dönmek, sosyal barışı savunmak, adalet ve özgürlük gibi…
Seçim yenilgisinin tüm faturası da CHP ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na çıkarıldı.
Gemiyi önce İYİ Parti ardından diğerleri terk etti.
CHP’de değişim tartışmaları sürerken, altılı masadan kopanlar Gazze’de devam eden katliam üzerinden, iktidarla yakınlaşma hız kazandı.
MHP Genel Başkanının seçim öncesindeki ‘’Serok Ahmet’’ dediği Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi ve Saadet Partisi için yer tahsisi bile yapıldı. SP ve GP’nin meclisteki grubu için Devlet Bahçeli talimatıyla MHP sıralarında yer bulundu.
Ne müthiş bir Bahçeli hoşgörüsü (!) Ve Bahçeli’ye Temel ile Ahmet beylerden teşekkür telefonları!!!
Yalnız kalmış bir CHP gerçeği…
Klasik bir söylem olsa da sonuç olarak ne yaparsanız yapın sağdan gelen bir şey yok işte.
70 yıldır iktidara gelememesine rağmen ayakta kalan bir parti var ve kalacaktır da ama bu böyle olmaz.
CHP, 39 vekil verdi… Kendi öz evlatları yerine neredeyse içlerinde vahabi, selefi, ihvancıların, gericilerin, hatta Ergenekon’dan FETÖ’ye kadar yakınlığı bulunanlar girdi meclise.
Burada olması gereken ön seçimdir. Ön seçim yapılmalı ve partinin öz evlatlarına sahip çıkılmalıdır.
Örneğin Hasan Aslan gibi isimler var. Tanınmaya bile ihtiyacı yok. Yılların partilisi… Bu partiye büyük emeği var. Yoksul emekçilere her zaman destek vermiş, partinin her etkinliğinde elinden geleni yapmış. Tecrübeli, dürüst, tertemiz bir geçmişi var, iddiası var…
Hasan Aslan sadece bir örnektir. Parti, fabrika ayarlarına dönmeli önce kendi öz evlatlarına sahip çıkmalı. Siz, parti değerlerine bu kadar bağlı, üretken, mücadeleci insanları kaybederseniz, kazanmayı asla beklemeyin. Ve çözümün adı önseçimdir.