Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Adana’da DSİ ve Sulama Birliği tarafından çiftçilere gönderilen ‘Güzlük ürün ekimi yapmayın, sulama suyu verilmeyecek’ kararına sert tepki gösterdi, tarihi yanlıştan derhal dönülmesini istedi. Aynı zamanda Adana’da çiftçilik yapan Ayhan Barut, “Tarihi yanlıştan vazgeçin, üretimi ve üreticiyi daha çok mağdur etmeyin. DSİ ve Sulama Birliği’nin plansızlığı, işbilmezliği ve beceriksizliğinin bedelini çiftçimize ödetmeyin. Ülke tarımı ve ekonomisini, gıda egemenliğimizi tehlikeye atanlar, çiftçimizi zarara uğratanlar hesap vermelidir” dedi.
“SORUMLU BELLİDİR”
Sulama Birlikleri ve DSİ tarafından Adana’da tarımsal sulamada tasarruf gerekçesiyle güzlük ekime hazırlanan çiftçileri mağdur eden uygulamaya tepki gösteren Ayhan Barut, “Türkiye sanılanın aksine su zengini değil, üstelik su fakiri olma yolunda hızla ilerliyor. Ne yazık ki tüm yaşanan vahim tablo karşısında çok ciddi bir seferberlik ve acil eylem planı hazırlanmıyor. İçme suyundan tarımsal sulamaya dek çok fazla acil adım atılması gereken hususlar var. Bunlardan biri de kuşkusuz gıda egemenliğimiz için tarımsal sulama sorunudur. Küresel iklim değişikliği ve bununla alakalı AKP iktidarının öngörüsüzlüğü ve plansızlığı, ülke tarımı ve çiftçimizi olumsuz etkiliyor. Her gün daha da ağırlaşan maliyet yükü altında ezilen ve ürünü para etmeyen çiftçimiz, bir yandan da iklim değişikliğiyle ilgili ulusal ve bölgesel planlama yapamayan iktidarın yanlışlarıyla sürekli olarak mağdur ediliyor” diye konuştu.
“YAZI UNUTUP KIŞIN SU SALDILAR”
Türkiye ve dünyanın en önemli tarımsal üretim alanlarının başında gelen Çukurova Bölgesi’nde yaşananların vahim durumu ortaya koyduğunu ifade eden Ayhan Barut, şöyle konuştu:
“Çukurova Bölgesi’nde her yıl olduğu gibi bu sene de küresel iklim değişikliğiyle beraber artan sıcaklar ve bununla alakalı susuzluk tarıma ve çiftçimize darbe vurmuştur. Yağış yetersizliği ve aşırı sıcaklar, bölgemizde tarımsal üretime ve çiftçiye zarar vermiş, narenciyeden ayçiçeğine, mısırdan pamuğa bir çok üründe ciddi verim kaybı yaşanmıştır. Bunu öngörmeyip kış döneminde Seyhan Baraj Gölü ve nehirden taşkın olabileceği bahanesiyle boşa su salımı olmuştur. Bu riskler yetkili kurum ve kişilerce öngörülmemiş, hiçbir hazırlık yapılmamıştır. Daha geçen ay içinde DSİ ve Sulama Birlikleri’nin plansızlık ve işbilmezliği nedeniyle su tasarrufu gerekçesiyle rotasyon uygulaması üreticilerimizi perişan etmişti. Bugüne dek iklim değişikliğine bağlı etkin ve acil eylem planı çağrılarımıza kulak tıkayanlar nedeniyle, kapalı sulama sistemleri yatırımları da uygulamaya girmemişti. Aşırı sıcak, kuraklık ve verim kayıpları nedeniyle Çukurova’nın afet bölgesi ilan edilmesi çağrımıza yanıt bile vermediler.”
“İŞBİLMEZLİK VE PLANSIZLIK”
Seyhan ve Ceyhan Nehirlerinin beslediği, Çukurova’da sorunların büyüdüğünü ifade eden Barut, şunları kaydetti:
“Yaşanan sorunlarla ilgili tüm uyarı ve önerilerimize rağmen şimdi çiftçimizi susuz bıraktılar. İşbilmezliğin, plansızlığın ve beceriksizliğin bedelini tarıma ve üreticiye ödetiyorlar. DSİ ve Sulama Birliği eliyle işbilmezliğin kanıtı gibi bir adım atmış oldular. Daha önce emeğiyle üreten çiftçiye suyu rotasyonlu vermeye çalışarak üreticiyi ve üretimi baltalayanlar, şimdi ise çiftçi ve tarımsal üretim için büyük bir kriz yarattılar. DSİ ve Sulama Birliği aracılığıyla ‘Güzlük ürün ekimi yapmayın’ diye yazı gönderilmesi tam bir amıl tutulmasıdır. Büyüm bir yanlıştır. Tekrar ediyorum. Küresel iklim değişikliği ve kuraklık, aşırı sıcaklar ve afet riskine karşı defalarca uyardık, kapalı sulama sistemi yatırımları için çağrı yaptık. Sulama krizine karşı önlem alın, plan yapın, hazırlıklı olun dedik, söz dinletemedik. Ülke ekonomisi, tarımı ve çiftçisine yapılanlar kabul edilemez. Bu tarihi vebalin sorumluları çiftçiye hesap vermelidir. Üretim kaybını önlemek, çiftçi zararını derhal karşılamak ve zararın büyümesini engellemek için acil adım atılmalıdır. Bugüne kadar meydana gelen aşırı sıcak, kuraklık, verilmeyen sulama suyu nedeniyle oluşan çiftçi zararı tüm yönleriyle tespit edilip karşılansın. Üreticilerimize üretimin sürmesi, tarlaların boş kalmaması, ülke gıda güvenliğinin tehlikeye girmemesi için ayni ve maddi destek verilsin!”