UTANMAZLIK

Utanma duygusunu hep severim.

İnsan utanınca yüzü kızarın.

Bu kızarıklık en sevdiğim renktir.

Bu kızarıklıkta insan vardır.

Duyarlı, vicdanlı, acıma duygusunu yitirmemiş insanı görürüz bu renkte.

Bu duygu insanın yanlış yapmasını engeller.

Her insan bu duyguyu taşımalı, yitirmemeli.

Ama yitiriyoruz ne yazık ki.

Nasıl oluyor bu?

Çıkarlarımız uğruna inançlarımızı yiyerek.

Örnek mi?

Adana Çukurova B. Başkanı Soner Çetin, Seyhan B. Başkanı Akif Kemal Akay…

Adana tarihine ‘Döndü’ olarak geçecek bu iki isim.

Bundan önce hiç döndü görmedik mi?

Çok!

Çıkarcılık olduğu sürece döndücülükte olacak, bu kesin!

Özgür Özel Kurultayda konuşma yaparken dinledim.

Hatırlayın. Boş, bomboş bir konuşmaydı.

Neden adayım derken, bunun açıklamasını yaparken, Tek adamcılıkla, diktatörlükle, faşizmle mücadele edeceğim yönünde tek bir kelime duymadım. Bunu bekledim mi? Bekledim. Bunları söylemeyeceğini de biliyordum. Özel’in derdi seçilmekti.

Çünkü Özel’ nde zihniyetinde tek adamcılık var.

Kılıçdaroğlu’ ndan bıkan, Erdoğan’a benzeyen tek adamlığından yılan delegeler Özgür Özel’ e yöneldi, yoksa Özel, en iyi aday olduğu için değil.

Ama iki kelimesi için bu adan desteklenir dedim.

“Ön seçim,” dedi.

Ve,bir de mitinglerden söz etti. Mitingler yapacağız dedi.

Bu harikaydı.

Chp’ ye dinamizm getirecek, toplumu coşturacak, partililerin iradesini yansıtacak bir hamle, kötü olabilir mi?

Ön seçim Minnetvekilliğini, ön seçim Minnetbelediye Başkanlığını bitirecek bir hamleydi çünkü.

Peki, ne oldu, Özel seçilince ilk işi bu söylemlerini söylememiş gibi davrandı, unutturmak için bir daha ağzına almadı.

Delegeler ve adaylar ne yaptı?

Umursamadı bu unutmayı.

Akılları kendi çıkarlarındaydı ve bir de en iyi minnetçi benim diye kendini liderine gösterme gayretindeydi.

Liderlik sultalığı bunu gerektiriyordu. Halka kendini kabul ettirecek kişiler değil, lidere minnet edecek, beğendirecek kişiler gerekiyor.

Faşist partilerin bunu yapması gayet normal, ama demokrat, Sosyal Demokrat olduğunu ileri süren bir partinin bunu yapması normal değil, hiç değil.

Özgür Özel’ de de bu var, liderliğini pekiştirmek için minnet insanlara ihtiyacı vardı. Chp de de bu türden insan haddinden fazla çok.

Binlerce aday adayları mantar gibi çıktı.

En iyi minnetçi benim dedi.

Ama hiçbiri ‘ön seçim’ demedi.

Ön seçim yoksa adaylıkta yok demediler.

Kaderlerini halka bırakacaklarına, liderlerine bıraktılar. Lider de, tüm bu minnet adaylar içinde en minnet edecekleri seçti, atadı.

Minnet adayı olarak atanamayanlara ne oldu?

Niye minnet adayı olarak atanamadıkları için kırıldılar, küstüler.

Soner Çetin, A. K. Akay gibiler de faşist bir partiye geçecek kadar kişiliksiz davrandılar.

Minnetçiliğin sonu budur. Çünkü minnetçiliği doğuran neden çıkarcılıktır.

Eğer atansalardı, Ö. Özel’den iyisi olmayacaktı.

Ama bir kişi minnet adayı olarak atanacaktı, diğer adaylar elenecek ama onlardan minnetçiliğe devam etmeleri istenecekti.

Adanalı bu iki döndü şimdi kıyametleri koparıyor, Özel’i ve Chp yi eleştirmekle kalmıyorlar yerlere çarpıyorlar.

Size kim inanır?

Sizden çıkarı olanlar inanır, bunu biliyoruz. Zira bu insanlarda partilerine aldırış etmeden sizi yağlayıp yıkıyorlar, çünkü bunlarda minnet taraftarlardır, sizden çıkarı olanlardır.

Chp’ nin ve Türkiye’ nin gelinen nokta burası.

Çıkar için inançları yemek.

Çıkarımız için insanlığımızı yemek.

Diyelim ki tüm tepkilerinde haklılar ki çoğu da haklılar.

Haklı olmak döndü olmayı gerektirir mi?

Haklı olmak faşist bir partiye geçmek, faşist bir partiden aday olmayı gerektirir mi?

Elbette hayır!

Bir insan, insanım diyen insanın, demokrat birinin çözüm yolu bu olamaz.

Mücadele ve çaba denen bir şey var.

Chp’ nin daha da sağcılaşmasına engel olmak gibi.

Chp’ yi sosyal demokrat çizgide tutmak en önemli mücadeleniz olmalı.

Chp’liler ne yapıyor peki?

Söyleyeyim:

Chp’ nin sağcı yönetmenlerine karşı mücadele edeceklerine, partilerini demokrat çizgide tutmak için sağcı zihniyetlerle mücadele etmek yerine, ön seçim yoksa adaylıkta yok diyeceklerine, partililer de, ön seçim yoksa biz de adaylardan birini desteklemiyoruz diyeceklerine, en iyi minnetçi benim diyerek kaderdaşlarıyla yarışmakla kalmıyorlar, rakiplerini kötülüyorlar, liderlerine en iyi minnetçi benim mesajını yolluyorlar.

Chp deki çirkinleşmenin ve anti-demokratlığın en başında gelen de budur: Minnetçilik!

Minnet minnet dedim durdum da, minetçilik nedir, dedim, bir kez daha sözlüğe baktım.

Minnet etmek: Birine, birilerine bir şey için yalvarmak, buyun eğmek, önünde el pençe durmak, ona yaltaklanmak…

Minnetçi de bunları yapana denir.

Şimdi sormalı.

Minnetçilik mi, Utanma mı?

Çıkar mı, inanç mı?

İnsanlık mı, Faşistlik mi?

Bunları da Okuyabilirsiniz

HAYALLERİNİZİN PEŞİNDEN GİDİN

Bizim kuşağımızın mücadelesi özgürlük ve adalet içindi. Benliğimizde yaşattığımız, hayalini kurduğumuz Türkiye maalesef bu konuda …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir