YAŞA VE CİNSİYETE GÖRE BELİRLENEN CHECK-UP UYGULAMALARI, SAĞLIĞIMIZA BÜYÜK KATKILAR SAĞLIYOR

Sağlığımız şüphesiz ki en değerli varlığımız. Ancak, çoğu zaman sağlığımızın değerini ona sahipken değil de, kaybettikten sonra daha iyi anlıyoruz. Bu noktada check-up incelemeleri, hastalıkların tedavi edilebilir en erken evrede yakalanabilmesinde ya da mümkünse ortaya çıkışının önlenebilmesinde rol oynadığından büyük önem taşıyor.
Yılda bir kez, herhangi bir hastalığı bulunmayan sağlıklı yetişkinlerin check-up yaptırması gerektiğinin altını çizen Bayındır İçerenköy Hastanesi Aile Hekimliği Uzmanı Dr. Gökhan Kotiloğlu, check-up hakkında detaylı bilgi aktardı.
Check-up, hiçbir yakınması ya da bilinen bir hastalığı olmayan sağlıklı erişkinlerin, belirli aralıklarla yaptırdığı rutin incelemeler olarak ifade ediliyor. Bu incelemelerin yaşa ve cinsiyete göre şekillendiğini dile getiren Bayındır İçerenköy Hastanesi Aile Hekimliği Uzmanı Dr. Gökhan Kotiloğlu, “Check-up için 40 yaş altı kadın, 40 yaş altı erkek, 40-50 yaş arası kadın, 40 yaş üstü erkek ve 50 yaş üstü kadın olmak üzere 5 farklı grup incelemesi bulunuyor. Her bir grup için ortak incelemeler varken, o yaş ve cinsiyet grubunun özelliklerine uygun tetkikler planlanıyor. Örneğin, 40 yaş altındaki sağlıklı bir kadına kemik yoğunluğu ölçümü yapılmıyor ya da 40 yaş altındaki sağlıklı bir erkeğin PSA düzeyine bakılmıyor. Check-up kapsamında hekim tarafından ayrıntılı bir öykü alınması ve fizik muayene yapılması, hastanın yaşına, cinsiyetine ve bulgularına göre değişen kan, idrar, dışkı ve görüntüleme tetkiklerinin gerçekleştirilmesi yer alıyor. Bu noktada hekim değerlendirmesi önem taşıyor. Çünkü kişinin sağlık durumuna ve risk derecelendirmesine göre farklı incelemelere ihtiyaç duyulabiliyor. Örneğin, 30 yıl boyunca günde bir paket sigara içmiş birisine akciğer röntgeni yerine akciğer tomografisi çekilmesi gerekiyor ya da aile öyküsünde 40 yaşından önce erkek, 50 yaşından önce kadın akrabasında belgelenmiş kalp-damar hastalığı bulunan bireylerin bu açıdan daha ayrıntılı incelenmesi gerekiyor” dedi.
CHECK-UP İNCELEMELERİ SAĞLIKLI ERİŞKENLERDE YAPILABİLİYOR
Birçok hastalığın erken teşhisle tedavisinin mümkün olduğunu belirten Uzm. Dr. Gökhan Kotiloğlu, “Günümüzde pek çok hastalık henüz herhangi bir belirti vermeden, çok erken dönemlerde teşhis edilebiliyor, bu sayede de başarıyla tedavi edilip tam iyileşme sağlanabiliyor. Bazı hastalıklar belirti vermeye başladıklarında belli organlarda belli düzeylerde kalıcı hasarlar bırakmış oluyor. Çoğu tansiyon hastası hastalığının farkına vardığında böbrekleri ya da dolaşım sistemleri belli ölçüde etkilenmiş oluyor. Check-up incelemelerinin sağlıklı erişkinlerde yapılması gerekiyor ve check-up işlemi için bir yıllık bir aralık uygun oluyor. Eğer, bir hastalık söz konusuysa daha sık aralıklarla kontrol gerekebiliyor” ifadelerinde bulundu.
CHECK-UP İŞLEMİ YARIM GÜNDE YAPILABİLİYOR
Check-up işleminin genellikle yarım gün içerisinde tamamlandığını söyleyen Uzm. Dr. Gökhan Kotiloğlu, “Öğleden önce tetkikleri tamamlanan kişi hekim tarafından değerlendiriliyor. Bu sırada hem kişisel ve ailesel riskler sorgulanıyor, hem de ayrıntılı bir fizik muayene yapılıyor. Kişiden elde edilen verilere göre hekim önerilerini bildiriyor. Eğer hekim ek incelemelere ya da başka hekimlerin değerlendirmelerine gerek duyarsa bu süre doğal olarak uzayabiliyor. Check-up incelemelerinin bir bölümü açlık gerektiriyor. Bu nedenle incelemelerin sabah-öğle aralığında yapılması planlanıyor. En az sekiz saatlik açlık sonrası sabah hastaneye gelen kişinin kan, idrar ve dışkı numuneleri alınıyor ve yine aç karnına karın ultrasonografisi yapılıyor. Daha sonra kişi kahvaltısını yapabiliyor. Akciğer grafisi, mammografi ya da EKG gibi diğer tetkikler için açlığın devam ettirilmesine gerek görülmüyor. Ayrıca muayene sürecinde kolay çıkarılıp giyilen kıyafetler tercih edilmesi gerekiyor” diyerek check-up işlemini anlattı.
YILDA BİR KEZ CHECK-UP YAPTIRILMALI
Uzm. Dr. Gökhan Kotiloğlu, “Aç karnına kullanılan ilaçların check-up öncesinde alınmasında sakınca bulunmuyor. Ancak bazı ilaçlar tok karnına kullanılıyor. Bu grup ilaçların kahvaltı sonrasına bırakılması gerekiyor. Su içilebiliyor, ancak çok miktarda su içilmesi karın ultrasonografisini etkileyebileceğinden miktarın sınırlandırılması gerekiyor. Hastalıklar ancak varlığından habersizseniz korkutucu kavramlar olabiliyor. Hastalığın varlığını bilmiyorsanız, iyileşmek için ne yapmanız gerektiğini de bilemiyorsunuz. Bu nedenle, hiçbir şikayetiniz olmasa da yılda bir kez check-up yaptırmanızı öneriyorum” diyerek sözlerini noktaladı.

Bayındır Sağlık Grubu Hakkında:
Bayındır Sağlık Grubu’nun temeli, 1992 yılında o zamanki adıyla Bayındır Tıp Merkezi ile hizmet vermeye başlayan Bayındır Hastanesi’ne dayanmaktadır. İş Bankası grup şirketlerinden olan Bayındır Sağlık Grubu, kısa sürede sağlık alanında referans kurumlardan biri haline gelmeyi başarırken, bunda tam zamanlı çalışan deneyimli hekim kadrosunun yanı sıra, hedeflenen nitelikli hizmet anlayışını sağlamak için kurum tarafından özümsenen temel değerler de önemli rol oynamaktadır. Etik değerlere saygılı, kanıta dayalı tıp ve hasta odaklı hizmet anlayışına sahip Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Söğütözü Hastanesi ile başlayan bu anlayışını kısa sürede Bayındır Kavaklıdere Hastanesi, Bayındır İçerenköy Hastanesi ve Bayındır Levent Tıp Merkezi’nin yanı sıra, İstanbul’da Fenerbahçe, Beşiktaş, Şirinevler, İş Kule, Tuzla ve İzmir Alsancak olmak üzere 6 farklı lokasyonda bulunan Bayındır Diş Kliniklerinde de başarıyla uygulayarak, vermekte olduğu sağlık hizmetinin etki alanını genişletmiştir.

Bunları da Okuyabilirsiniz

ALZHEİMER HASTALIĞI ÖZELLİKLE GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDE HIZLA ARTIYOR

Dünya Alzheimer hastalığı farkındalığı günü nedeniyle açıklama yapan Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Nöroloji …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir